Size nasıl yardımcı olabilirim?
Dijital Oyunlar
FAKE NEWS: DEZENFORMASYONUN YAYILMASINDA SOSYAL AĞLARIN ETKİSİ
Sosyal Ağlar

FAKE NEWS: DEZENFORMASYONUN YAYILMASINDA SOSYAL AĞLARIN ETKİSİ

Yazar(lar): Gülbahar AYTEKİN - Gazeteci | 10 January 2023, Tuesday 11:52 | 1,062 görüntüleme

Gazetecilik pratiklerinden uzakta veya belli odaklar ve belli amaçlar doğrultusunda oluşturulan bilgilerin sosyal ağlardaki paylaşım ve dolaşım faaliyetleri; kimi zaman manipülasyon, kimi zaman terör, kimi zaman propaganda, kimi zaman algı yönetimi, kimi zaman nefret söylemleri, kimi zaman toplumu kutuplaştırma, kimi zaman ise sadece “etkileşim” gibi hedefler doğrultusunda, dezenformasyon ve bilgi kirliliği oluşturarak, kitleleri son derece olumsuz bir şekilde etkilemektedir.

Günümüzde sosyal ağlar habere ve bilgiye ulaşmanın en hızlı ve en pratik yolu olarak dijital medya araçları arasında en fazla tercih edilen platformlardandır.

Kullanıcılara ücretsiz hizmetler sunan sosyal ağ sitelerinde her kullanıcı içerik üretebilme, ürettiği dijital içeriği herhangi bir denetime tabi olmaksızın, paylaşarak, en hızlı şekilde (anında) hedef kitleye ulaştırabilme imkânına sahiptir. Bu imkân sebebiyle sosyal ağlar, doğrulanmamış haberlerin, bilgilerin ve içeriklerin, kişisel görüş ve kanaatlerin, manipülatif, provokatif metinlerin ve söylemlerin, sahte fotoğraf ve video içeriklerinin her kullanıcı tarafından üretilebildiği, paylaşılabildiği, dolayısıyla bilgi kirliliğinin en yoğun olduğu dijital ortamlar haline gelmiştir. Bu durum, sosyal ağları pek çok işlevinin yanında, dezenformasyon üretim merkezleri haline de çevirmektedir. Gazetecilik pratiklerinden uzakta veya belli odaklar ve belli amaçlar doğrultusunda oluşturulan bilgilerin paylaşım ve dolaşım faaliyetleri; kimi zaman manipülasyon, kimi zaman terör, kimi zaman propaganda, kimi zaman algı yönetimi, kimi zaman nefret söylemleri, kimi zaman toplumu kutuplaştırma, kimi zamanda sadece “etkileşim” gibi hedefler doğrultusunda, dezenformasyon ve bilgi kirliliği oluşturarak, toplumu son derece olumsuz bir şekilde etkilemektedir.

Bununla birlikte haber endüstrisinin yaşadığı dijital dönüşüm ve gazeteciliğin yeniden biçimlendirilmesine duyulan ihtiyaç, Dijital Çağda haber yapma, dağıtma ve tüketme kalıplarının ve süreçlerinin bozulması, değişen tüketici davranışları gibi sebepler de bulunmaktadır. Sosyal ağlar, bir taraftan “haber üreticileri” olmadıklarını söyleseler ve gazetecilerin sorumlu olduğu normatif yükümlülüklerden kaçsalar da haber ve bilgi düzenlemesi ve yayılması noktasında muazzam bir güce sahipler.

Günümüzde dijital medya kanallarının artmasıyla ve özellikle de sosyal ağların çeşitliliğiyle doğru orantılı olarak, enformasyona ve dezenformasyona maruz kalma oranı da giderek artmaktadır.

Sosyal Ağlarda;

  • Haber ve bilgi üretiminin kullanıcı odaklı olması,
  • Üretilen içeriklerin kaynağının belirsiz olması,
  • Üretilen içeriğin okuyuculara anında ulaşması,
  • Doğrulama yapmadan üretilen içerikler,
  • İddialar ve söylentiler üzerine yayılan haberler,
  • Web site trafiğini yüksek tutmak,
  • Haberlerde kullanılan abartılı ve aldatıcı başlıklar,
  • Tık tuzakları,
  • Kişisel veri alışverişine ve alttan yürüyen hedef kitle mikro mesaj ve reklamcılığa teşvik, gibi sebeplerle enformasyon kontrolsüz bir şekilde yayılmakta, dezenformasyon, düzensiz bilgi ve etik sorunların yaygınlaşmasına sebep olmaktadır.

Sosyal Ağlar ve Yapay Zekâ Algoritmaları

Sosyal ağlar, kullanıcı verileri üzerinden para kazanan dev teknoloji şirketleridir. Bu noktada sosyal ağların çalışma prensipleri ve ücretsiz olarak sundukları hizmetlerden nasıl gelir sağladıkları da önemli bir konu olarak karşımızda durmaktadır.

Kullanıcılar, Facebook, Instagram, Twitter ve benzeri sosyal ağları kullanmak için herhangi bir ücret ödemezler, çünkü kendi iradeleri doğrultusunda, bile isteye ürettikleri içerikler ve sağladıkları veriler, sosyal ağların gelir kaynağını oluşturmaktadır. En nihayetinde, sosyal ağlar, kullanıcıların (farkında olmadan veya gönüllü olarak) ürettiği ve paylaştığı bilgileri toplayan ve bu verileri yaşa, cinsiyete, ilgi ve beğenilere, öğrenim durumuna, siyasi tercihlere göre tasnif eden ve reklam verenlere ücret karşılığında satan şirketlerdir.

Hatırlamakta fayda var: “Eğer aldığınız bir hizmet karşılığında ücret ödemiyorsanız, ürün aslında sizsinizdir.”

Sosyal ağlarda yapılan beğeniler, paylaşımlar, yorumlar, tıklamalar, geçirilen süre devasa bir veri kaynağını oluşturmaktadır. Bu veriyi sosyal ağlar, kullanıcıların farkına bile varmadığı yöntemlerle toplarlar.

Cambridge Üniversitesi’nden bir araştırmacı insanların sosyal ağlardaki beğenilerini analiz ederek şu sonuçlara varmıştır:

Sosyal ağlar,

  • Sadece 10 beğeniniz ile sizi ortalama bir iş arkadaşınızdan daha iyi tanımaktadır.
  • 70 beğeninize bakarak sizi arkadaşlarınızdan daha iyi tanımaktadır.
  • 150 beğeniniz ile ailenizden, anne babanızdan daha iyi tanımaktadır.
  • 300 beğeniye gelindiğinde ise sizi eşinizden bile daha iyi tanır hale gelmiştir!

Bu tanıma halinin, en sevdiğiniz çiçekten, yemekten, hangi partiye oy vereceğinize, siyasi eğilimlerinize, duygularınıza, inançlarınıza kadar hemen her türlü bilgiyi içerdiğini unutmamakta fayda var. Bizi bizden bile iyi tanıyan bir teknolojiye dönüşen sosyal ağ şirketlerinin bunu sadece bizi “eğlendirmek” amacı ile yaptığı düşünülebilir mi? Elbette hayır.

Bu noktada, sosyal ağların bilinçli olarak kullanılması devreye girmekte;

  • Ulaşılan her türlü içeriğe eleştirel bir bakış açısı ile yaklaşılması,
  • Haberi ve bilgiyi doğrulama alışkanlıklarının edinilmesi,
  • Veri mahremiyeti, aşırı kullanım geliştirme gibi sorunların farkında olunması, son derece önem kazanmaktadır.

Dezenformasyon, yanlış bilgi veya “çöp” (junk) haberler özellikle sosyal medya platformları ve arama motorları algoritmaları ile yayılmaktadır. Kullanıcıların aile ve arkadaşlarının sosyal ağlarına sızarak dezenformasyon ve yanlış bilginin yayılımını ve devamlılığını sağlarlar.

Sosyal ağlarda dezenformasyon ve manipülatif içeriklerin yayılmasındaki algoritmaların marifetlerine biraz daha yakından bakalım.

Algoritma, bir problemin çözümünde takip edilmesi gereken adımlar dizisi ve belirli bir amaca yönelik izlenmesi gereken yol olarak tanımlanabilir. Sosyal ağlarda algoritmalar, kullanıcıların ilgilerini belirleyerek, rastgele içerikler yerine kişiye özel içerikler sunarlar. Algoritmalar, bireylerin karşısına, haber kaynağında doğal akıştaki içerikler yerine, kullanıcıların etkileşimde bulunduğu ve ilgi alanına giren içerikleri (haber, bilgi, ürün, kişi) çıkarmaktadır.

Algoritmalar sosyal ağlarda paylaşılan içerikleri, kişiye özel “Filtre Balonları” oluşturarak tasnif eder. Yani kişiyi sadece kendi ilgi alanlarından, kendi düşüncelerinden, kendi inançlarından veya benzer haber kaynaklarından oluşan bir balona hapseder. Dijital mecralarda kişinin tıklama, beğeni gibi etkileşimlerini, etkinliklerini yani dijital ayak izlerini kaydeden algoritmalar tarafından oluşturulan Filtre Balonları, bu yolla yalan haber ve dezenformasyonun yayılmasına, dezenformasyon içeriklerinin etkisinin pekişmesine, güçlenmesine, normalleşmesine, dahası manipülatif içeriklerin fark edilememesine ve bilgi kirliliğinin artmasına yol açabilmektedir.

Filtre Balonlarına maruz kalan kullanıcılarda bir sonraki evrede, “Yankı Odaları” etkisi meydana gelir. Bu etki sosyal ağlarda kullanıcıların karşısına belirli inançların, belirli düşüncelerin ve bilgilerin çıkmasına, mevcut görüş ve inançların pekiştirilmesine sebep olur. Sürekli aynı bakış açısına sahip haber kaynaklarının ve kişilerin takip edilmesi ise, sosyal ağlarda karşılaşılan enformasyona karşı gerçek ile kurguyu ayırt edememeye, eleştirel bir bakış açısı geliştirememeye, farklı bakış açılarından ve nesnellikten uzaklaşmaya sebep olabilmektedir.

Yankı odaları etkisiyle bireyler grup kutuplaşmasına daha yatkın, aynı bakış açılarını pekiştiren ve kendisi gibi düşünmeyenlere karşı adeta kör, sağır ve tepkisiz bir hale gelebilmektedir.

Sosyal ağlarda kasten yayılan yanlış ve yönlendirici içerikler, kullanıcıların gerçeklik algısını etkilemekte, güvensizlik ortamı oluşturmakta, diyalog, sosyal empati, karşılıklı kabul gibi gibi değerlere de zarar vermektedir.

Yorumlar

  • Henüz yorum yapılmadı. Hemen düşüncelerinizi yazarak ilk yorumu siz yapabilirsiniz.
Yorum yapın
  • Doğrulama için e-posta adresinizin gerçek ve size ait olması gerekiyor.
  • E-posta adresiniz kesinlikle üçüncü kişilerle paylaşılmayacak, gizli kalacaktır.
  • Görünecek ad alanı için gerçek adınızı kullanmak zorunda değilsiniz.
  • İnternet üzerinde yapacağınız her işlem için IP adresinizin kayıt altına alındığını unutmamalısınız.
  • Yorumunuz yayınlanmadan önce editör onayından geçecektir.
lightbulb_outline Doğum tarihinizi, adınızı, soyadınızı, art arda gelen sayıları şifre olarak kullanmamaya çalışın. En az 8 karakterli, sayılardan, büyük-küçük harflerden ve özel karakterlerden oluşan güçlü şifreler kullanın!
Toast Alert...