FIRSATLARI ve TEHDİTLERİYLE SANAL DÜNYA
Yazar(lar): Gülbahar AYTEKİN - Gazeteci | 29 January 2019, Tuesday 21:01 | 8,238 görüntüleme
İnternetin ve siber dünyanın, bütünüyle fırsatlardan veya tehditlerden ibaret olduğunu düşünmek yerine; fırsatları ve riskleri ile beraber değerlendirerek, buna uygun davranarak önlemler almak, politikalar ve çözümler üretmek gerekiyor. Siber alandaki gelişmeleri, fırsata dönüştürebilmekse siber tehditlerin analiz edilerek gerekli önlemlerin alınmasından ve daha bilinçli bir kullanıcı olmaktan geçiyor
İnternet kullanımının dünyada giderek yaygınlaşması, teknolojinin hızlı gelişimi, bir bilgisayarın sahip olduğu bütün özelliklere sahip olan cep telefonu kullanımının artışı derken, siber-sanal dünya, hayatın önemle takip edilmesi gereken bir boyutu haline geldi.
Belki hala “siber” tabirini anlaşılmaz veya uzak bir kavram olarak bulanlar vardır. Fakat günümüzde yaşanan dijital devrim ile artık siber dünyayı, gerçek hayattan ayrı bir şekilde değerlendirmek neredeyse olanaksızdır. Yapılan araştırmalar, 2018 yılı itibari ile ülkemizde 54 milyon internet kullanıcısı bulunduğunu gösteriyor. Ortalama 81 milyon nüfusu olan ülkemizde bu oran, siber dünya ile ne kadar iç içe olduğumuzu kanıtlar nitelikte.
Siber dünya derken, Web 4.0 teknolojisi ve Nesnelerin İnterneti ile “akıllı” hale gelen cihazlar, evler, sistemler ve şehirlere doğru evrilen bir dünyayı kastediyoruz, tabi sadece şimdilik…
Sanal, siber ya da ikincil hayat (Second life) olarak adlandırılan bu dünyada, gerçek hayatta olduğu gibi her şey zıddıyla bulunuyor: iyiyle beraber kötülükler, tehlikelerle beraber fırsatlar, kolaylıklar, zorluklar, güzellikler, çirkinlikler, kötüler ve iyiler…
Bu nedenle, İnternetin ve siber dünyanın, bütünüyle fırsatlardan veya tehditlerden ibaret olduğunu düşünmek yerine; fırsatları ve riskleri ile beraber değerlendirerek, buna uygun davranarak önlemler almak, politikalar ve çözümler üretmek gerekiyor. Siber alandaki gelişmeleri fırsata dönüştürebilmek, siber tehditlerin analiz edilerek gerekli önlemlerin alınmasından ve daha bilinçli bir kullanıcı olmaktan geçiyor
Sanal Dünyada Neler Oluyor?
En başta söylenecekleri şimdi söyleyecek olursak, gerçek hayatta olan biten her şey, fazlasıyla siber dünyada da oluyor. Yani siber dünyanın reel dünyadan eksiği yok, fazlası var diyebiliriz. Sanal dünyada psikolojimizi bozabilir, yine sanal dünyanın olanaklarıyla bozulan psikolojimizi düzeltebiliriz. Sanal dünyada mutlu oluyor, sanal dünyada depresyona giriyoruz. Sanal dünyada dolandırılıyor, sanal dünyada alışveriş ve e-ticaret yapabiliyoruz. İstismar, zorbalık, hakaret, taciz gibi pek çok olumsuz durumun yanında, bilgiye kolay ve hızlı bir şekilde erişebiliyor, eğitim olanaklarından faydalanabiliyoruz. Dünyanın diğer ucundaki sevdiklerimizle, saniyeler içinde görüşebiliyor, habere anında ulaşabiliyoruz. Bir “tık” ile dünyalar önümüze de serilebiliyor, bir “tık” ile büyük maddi ve manevi kayıplara da uğrayabiliyoruz. Yani “sanal veya siber dünya” dediğimiz şey, bizzat içinde bulunduğumuz hayatın, ta kendisidir aslında!
Sanal Dünyanın Etkileri
Siber dünyada olup bitenler bugün, sadece kişileri değil; toplumları, kültürleri, ekonomileri, ülkeleri yani topyekûn her şeyi etkilemektedir. Sosyal medya platformları ile toplumlar siyasi gidişatı etkileyebilmekte, siyasi aktörler gündemi sanal alanı kullanarak belirleyebilmekte, siber saldırılar ile uluslar karşılıklı olarak görünmez bir savaş verebilmektedir.
Sanal dünya, günlük hayatın pratiklerinde de önemli dönüşümlere sebep olmuştur. Alışveriş alışkanlıkları değişmiş, sosyalleşme araçları farklılaşmıştır. “Dijital yerli” ve “dijital göçmen” kavramlarının oluşması ile aile içi iletişim ve ilişkilerde yeni kırılmalar görülmüştür. Sanal dünya en belirgin özelliklerini özellikle çocuklar ve gençler üzerinde göstermektedir. Oyun ve eğlencenin büyük oranda dijitalleşmesi ile geleneksel sokak oyunları nerdeyse unutulmaya yüz tutmuştur. Bir ekran başında oyun oynayan, sosyalleşen ve eğlenen bireylerin oluşturduğu sanal dünya, pozitif ve negatif olmak üzere çift yönlü etkiler göstermektedir.
Reel dünyadaki etkinliğini her geçen gün artıran siber dünyada, fırsatlar ve kolaylıklarla beraber sayısız tehlike ve riskler bulunuyor. Gerçek hayatla iç içe geçmiş yapısı, sanal ve reel ayrımını neredeyse görünmez kılıyor. Örneğin, okulda arkadaşlarının zorbalığına ve kaba davranışlarına maruz kalan bir çocuk, okuldan sonra evine gidip, bilgisayar kullanmaya başladığında, yaşadığı bu kötü olayı internette de yaşamaya devam edebiliyor.“Siber zorbalık” olarak adlandırılan bu durum, gerçek hayatta başlayıp, siber dünyada şiddetlenebiliyor veya siber dünyada başlayıp, gerçek hayata yansıyor.
52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı bulunan ülkemizde, siber dünya denince akla ilk gelmesi gereken yerlerden biri de “sosyal medya” mecralarıdır. Dijital bağımlılıktan, kimlik hırsızlığına, tıklama dolandırıcılığından, sosyal mühendisliğe ve zararlı oyunlara kadar pek çok risk barındıran sosyal medya platformları; iletişim, sosyalleşme, bilgiye ve habere hızlı ulaşma ve eğlence aracı olarak çeşitli fırsatlar da sunuyor. Bununla birlikte, sosyal medyanın aşırı kullanımı, bireylerde yeni nesil internet hastalıklarının oluşmasına, depresyon ve mutsuzluk gibi olumsuz durumların yaşanmasına da sebebiyet veriyor. Dijital bağımlılığın yanısıra, bireylerin fiziksel hastalık belirtilerini internetten araştırma ve internetten eriştikleri yanlış bilgilerle kendi kendilerine teşhis koyma hastalığı Siberkondria, internette olan biteni kaçırma korkusu ve endişesi ile sürekli sosyal medya, mail, mesaj ve diğer araçları kontrol etmenin hastalık boyutu olan Homo, adeta bedenin bir uzvu haline gelen cep telefonu olmadan bir saat dahi geçiremeyenlerin hastalığı Nomofobi… Ve daha ileride türeyecek olan niceleri…
Öte yandan, gerçek hayatta bulunan hırsızlık ve dolandırıcılık, siber dünyada ansızın karşımıza çıkabiliyor. Tuzak linkler, orijinalini taklit eden sahte alışveriş sayfaları, internet bankacılığı dolandırıcılığı ve tıklama dolandırıcılığı (Oltalama-Phishing) son dönemlerde oldukça yaygınlaşmış durumda.
Yine, özellikle sosyal paylaşım platformlarında sıkça karşılaşılan şok kampanyalar, para-ödül-hediye kazandığımızı iddia eden reklamlar, siteler ve açılır pencereler yoluyla cihazlara yerleşen zararlı yazılımlar da siber dünyanın en tanıdık risklerinden.
Bütün bunlar sanal dünyanın bireyler üzerinde bırakacakları olumlu-olumsuz yan etkilerinden sadece bazıları…
Siber dünya, çok çeşitli risklerin, ikna tekniklerinin, siber tuzakların, yalanların ve sanal dolandırıcıların bulunduğu bir ortamdır. Bunun farkında olmak, yaşanacak herhangi şüpheli bir durumda tedbirli, bilinçli ve daha dikkatli davranmayı sağlayacaktır.
Sanal dünyanın fırsatlarını ver tehditlerini genel olarak listeleyecek olursak;
Fırsatlar:
- Bilgiye erişimde kolaylık sunar.
- Habere hızlı ulaşmayı sağlar.
- Bloglar, sosyal medya platformları ve web sayfaları gibi araçlarla kişilerin kendilerini daha kolay ifade edebilmelerine ve uzmanlıkların topluma kolayca sunulmasına olanak sağlar.
- Zamana ve mekâna bağlı kalmaksızın iletişim kurabilme, haberleşebilme, iş yapabilme imkânı sunar.
- Hızlı ve ekonomik haberleşmeyi sağlar.
- İnteraktif öğrenmeye olanak sağlar.
- E-alışveriş ve e-ticaret, internet bankacılığı ile zamandan tasarruf sağlar.
Tehditler:
- Yanlış ve/veya zararlı bilgiye erişim riski
- Sanal Zorbalık
- Sanal Dolandırıcılık – Siber Korsanlık
- Ekran Bağımlılığı (Telefon, internet, sosyal medya)
- Kişisel bilgilerin paylaşımı ve kimlik hırsızlığı
- Zararlı yazılımlar
- Tıklama dolandırıcılığı (Oltalama)
- Pornografi, çocuk İstismarı, fuhuş.
- Yasadışı kumar
- Psikolojik ve fiziksel sağlık sorunları
- Yeni nesil internet hastalıkları
- Normsuzluk (Anomi)
- Kültürel yozlaşma
- Kuşaklar arası uyumsuzluğun artması
- Tanınmayan kişilerle çevrimiçi ve çevrimdışı İletişim
- Şiddet/Nefret/Irkçılık söylemleri ve faaliyetleri
- Silah ve madde kullanımı
- Telif hakları İhlali
- Sosyal Mühendislik
Peki, bu ucu bucağı görünmeyen devasa ortamda “neler yapılmalı?” diye düşünüldüğünde, yapılacakların en başında; pozitif içerikler üretmek, gerçek hayatta geçerli olan toplumsal ve ahlaki kurallara sanal dünyada da uymak, interneti akıllı ve etik bir çerçevede kullanmak, güvenilir olan görüntü ve bilgileri, sahte ve aldatıcı olanlarından ayırabilmek ve en önemlisi şuurlu- bilinçli birer dijital vatandaş olmak geliyor. Bu küçük ve fakat oldukça önemli kurallara uyulduğunda hem insanlık, hem de vatandaşlık görevini sanal ortamda da ifa etmiş olacağız.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK KONULAR
keyboard_arrow_right İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA TÜRKÇENİN DOĞRU KULLANIMI keyboard_arrow_right İnternet Etiği keyboard_arrow_right İNTERNETTE YAŞANAN SORUNLARA ALTERNATİF ve KOLAY ÇÖZÜM: ALO 141! keyboard_arrow_right İNTERNET BANKACILIĞINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER keyboard_arrow_right İNTERNET DOLANDIRICILARINA GEÇİT VERMEYİN!ETİKETLER
Bugün en çok okunanlar
- İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA TÜRKÇENİN DOĞRU KULLANIMI
- KVKK ve TCK 132. Maddesi Kapsamında Sosyal Medya Mesajları ve Hukuki Sorumluluk
- HAKARET, TEHDİT VE ŞANTAJ SUÇU İLE KARŞILAŞTIĞIMIZDA NE YAPMALIYIZ?
- ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ VE MAHREMİYET: TAKİP EDİLMESİ GEREKEN SÜREÇLER
- DİJİTAL OYUNLAR VE BİREYLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Yorumlar