Size nasıl yardımcı olabilirim?
Dijital Oyunlar
OYUNCAKLAR NE KADAR MASUM?
İnternet ve Teknoloji

OYUNCAKLAR NE KADAR MASUM?

23 June 2017, Friday 04:42 | 20,865 görüntüleme

2000’li yıllara kadar, sokaklarda oyunlar oynayarak büyümüş bir nesiliz, (nesildik). Oynadığımız bilyeler, misketler, iple bağlanmış oyuncak arabaları, tebeşirle yerlere çizdiğimiz dörtgenlerde oynadığımız seksekler, uzuneşekler, kör ebeler, saklambaçlar… Bütün bu oyunlar özlemle andığımız çocukluğumuzun masumane oyunları… Tüm bunlar hatıralarımızda çoktan yerlerini aldılar bile.

2000’li yıllara kadar, sokaklarda oyunlar oynayarak büyümüş bir nesiliz, (nesildik). Oynadığımız bilyeler, misketler, iple bağlanmış oyuncak arabaları, tebeşirle yerlere çizdiğimiz dörtgenlerde oynadığımız seksekler, uzuneşekler, kör ebeler, saklambaçlar… Bütün bu oyunlar özlemle andığımız çocukluğumuzun masumane oyunları… Tüm bunlar hatıralarımızda çoktan yerlerini aldılar bile.

Nesnelerin İnterneti Sadece Avantaj mı?[1] isimli blog yazımızda nesnelerin internetinin getirmiş olduğu yeniliklerle birlikte çocuklar özelinde onları hedef alan mahremiyet sıkıntılarına da yer verip "oyuncakların interneti" kavramından bahsetmiştik. Bu yazımızda konuyu biraz daha geniş bir bakış açısı ile ele almaya çalıştık.

Oyuncakların tarihine şöyle bir baktığımızda, şimdiye kadar bulunmuş en eski oyuncağın, MÖ 5000'li yıllarda, Mardin’deki bir kazıda çıkarılan oyuncak bir araba olduğunu görüyoruz. Bu araba pişmiş çamurdan yapılmış ve günümüz traktörlerine benziyor. Bunun yanı sıra aynı döneme ait olduğu sanılan bebek figürlerine, kuş görünümlü düdüklere ve pişmiş çamurdan yapılan birkaç oyuncağa daha ulaşılmış.

Bilyelerle oynarken üç-beş bilye kaybetmişliğimiz, seksek oynarken düştüğümüz, uzuneşek oynarken yere yuvarlandığımız, kör ebe oynarken kendimizi boşlukta hissetmişliğimiz oldu elbet. Bütün bunların konumuzla ne alakası var diye düşünenler için hemen söyleyelim: “Artık oyuncaklarımız hatıralarımızdaki kadar masum değil!”

Oyunlar ve oyuncaklar, çocukların ruhsal ve bedensel gelişiminin tamamlanması, hayal dünyalarının zenginleşmesi ve çocukluğunu yaşamaları noktasındaki en önemli faktörlerdendir. Bu sebeple oyun veya oyuncak deyip geçmemekte fayda var.

Casus Oyuncaklar

2 yılı aşkın bir süre önce Hong Kong’daki bir teknoloji şirketi, kendilerine yapılan bir siber saldırı sonucu 6,4 milyon çocuğun verilerinin tehlike altında olabileceğini açıkladı.[2] Neden mi, çünkü ürettiği oyuncaklar internete bağlanabilen ve çocukların verilerini internet üzerinden kaydedip, ona göre cevaplar veya tepkiler verebilen oyuncaklar. Üstelik tehlikede olan sadece çocuklarımız da değil.

oyuncakların interneti

İnternet teknolojilerinin hayatımızın her alanına girmeye başlamasıyla birlikte, birbirine bağlı aygıt ağlarından oluşan akıllı şehirler kurulmuştur. Birbiriyle sürekli etkileşim halinde olan bu sistemlerin güvenliğinin sağlanması da haliyle bir hayli zor olmaktadır. İşte biz bütün bu oyuncakları ve aygıtları bir çatı altında toplayan kavrama; Nesnelerin İnterneti (Internet of Things – IoT) diyoruz. Oyuncaklarla ilgili kısım ise özelinde Oyuncakların İnterneti (Internet of Toys) olarak anılmakta.

Oyuncakların internetinden bahsederken karşımıza çıkan bir diğer tehlikeli oyuncaktan bahsedelim. Almanya’da piyasaya sürülen “My Friend Cayla” isimli bebeğin, çektiği görüntü ve sesleri internet üzerinden interaktif bir şekilde yayınladığı için piyasadan çekilmesine karar verildi. Çocukların kişilik haklarının çok kolay bir şekilde ihlal edilebileceğine dikkat çeken uzmanlar, bu bebeğin anne-babaların haberi olmadan video ve ses kaydederek yayınlayabileceğini belirtiyor. “Hello Barbie” ve “i-Que” gibi diğer interaktif oyuncaklar için de ileriki zamanlarda düzenlemeler getirilmesi bekleniyor.[3]

2017’nin ilk çeyreğinde açıklanan verilere göre, mikrofon, hoparlör ve kamera kullanan oyuncaklarda birçok açık bulunmuş. Üreticilerin önceliği ise ne yazık ki güvenliğimizi sağlamaktan çok, kendi pazar paylarını artırmak olmuş durumda. Örneğin art niyetli biri, evimizin, tüm binamızın veya bir şehrin kontrolünü bu güvenlik zafiyetleriyle ele geçirebilir. Bu yüzden güvenlik sistemleri de, etrafımızdaki nesnelerle oluşturulan tüm bu yeni akıllı sistemlerle aynı şekilde ve aynı hızda gelişmelidir.[4]

WIN Eurasia Automation Fuarı’ndaki bu robotlarsa insan kas yapısını taklit edebiliyor, konuşup şarkı söyleyebiliyor ve tablet kullanabiliyor.[5]

Gelişen teknolojiyle birlikte, ileride insan duygularına tepkiler verebilen, ya da kendi duygu ağını oluşturabilen robotlara daha sık rastlamamız kuvvetle muhtemel. Robotların dünyamızı ele geçirme senaryolarını hafife almasak iyi olacak gibi görünüyor.

Sırada başka bir yetişkin oyuncağı olan arabalar var. Oyuncak arabalarla başladığımız yazımıza gerçek arabalarla devam edelim.

Hackerlar yeni geliştirilen bir teknikle, 15 lirayla akıllı telefonunuzu kontrol edebiliyorlar. Daha ilginciyse aynı yöntemin arabalarda bile işe yaraması.

Hızölçerleri kandırmak ve sistemlere sızmak için yeni bir yöntem bulan Michigan State Üniversitesinden Doçent Kevin Fu, 15 liralık hoparlör kullanarak araba sistemlerinin kontrolünü ele geçirebildiklerini ve onları yanıltabildiklerini açıkladı.[6]

Ünlü tenor Cruso’nun başardığı söylenen sesle bardak kırma yöntemine benzer bir yöntem kullandıklarını söyleyen Fu, rezonans frekansı bularak sensörleri etkilemeyi başardıklarını açıklamış. Yani kısacası, ileride frekansla bardak kıran robotlar üretilirse şaşırmayalım.

ETİKETLER

#Oyuncaklar #Nesneler

Yorumlar

  • Henüz yorum yapılmadı. Hemen düşüncelerinizi yazarak ilk yorumu siz yapabilirsiniz.
Yorum yapın
  • Doğrulama için e-posta adresinizin gerçek ve size ait olması gerekiyor.
  • E-posta adresiniz kesinlikle üçüncü kişilerle paylaşılmayacak, gizli kalacaktır.
  • Görünecek ad alanı için gerçek adınızı kullanmak zorunda değilsiniz.
  • İnternet üzerinde yapacağınız her işlem için IP adresinizin kayıt altına alındığını unutmamalısınız.
  • Yorumunuz yayınlanmadan önce editör onayından geçecektir.
lightbulb_outline İnternetin zamanınızı çalmasına izin vermeyin. İnternet hayatınızın bir parçası olsun, tamamı değil!
Toast Alert...