Size nasıl yardımcı olabilirim?
Dijital Oyunlar
YENİ DİJİTAL TEHLİKE: SOSYAL MEDYA DİSMORFOFOBİSİ (BEDEN DİSMORFİK BOZUKLUĞU)
İnternet ve Sağlık

YENİ DİJİTAL TEHLİKE: SOSYAL MEDYA DİSMORFOFOBİSİ (BEDEN DİSMORFİK BOZUKLUĞU)

Yazar(lar): Gülbahar AYTEKİN - Gazeteci | 8 July 2022, Friday 15:10 | 1,904 görüntüleme

Güzelliğin bir bütün olduğunun ve her insanın "kusurlarıyla güzel” olduğu hakikatinin bilinmeyişi ile baş gösteren bu rahatsızlıkta, bireyler kendilerini parçalara bölerek görmektedirler. Kişi kendisini ruhuyla, varlığıyla, düşünceleriyle bir bütün olarak görmek yerine, kalın(!) olarak gördüğü bacaklarından, dolgun(!) olmayan dudaklarından, uzun(!) olmayan boyundan veya güzel olarak görmediği burnundan ibaret görmektedir. Kişi adeta, kusurlu olarak gördüğü bedeninin küçücük bir bölümünden ibaret hale gelmiştir.

Yüz yüze iletişimin giderek gözden düştüğü, fiziksel aktivitenin ve ekransız oyunların giderek azaldığı, insani ilişkilerin robotikleştiği, dolayısıyla “insan”ın ve insana dair olan olumlu-olumsuz her şeyin değişime ve dönüşüme uğrayarak dijitalleştiği bir zamanı deneyimliyoruz.

Günümüzde en fazla baktığımız şey nedir sorusu düşünüldüğünde, kuşkusuz “telefonlar” , "bilgisayarlar“, "mobil teknolojik cihazlar” yani “ekranlar”, yani “dijital medya alanları” en nihayetinde “sosyal paylaşım ağları” ilk sırada gelecektir. En çok bakılan “şey”in, ekranların ve sosyal ağların olduğu günümüzde, bireylerde gerçeklik algısının bozulması ile çeşitli ruhsal sıkıntılar oluşabilmektedir. Beden Dismorfik Bozukluğu da bunlardan biri. Kendisinde Beden Dismorfik Bozukluğu belirtileri olan bireylerin en çok baktığı şeylerden biri de aynadır. Bu yüzden olağan dışı sıklıkta bakılan ekranlar ve aynalar, bu sorunda kilit noktalar sayılabilir. Eşlik eden, bedenden-yüzden utanç duyma ve kendini beğen(e)meme, güzel bul(a)mama düşünceleri ile beraber tabii ki.

Kişinin vücudunun herhangi bir bölümünü kusurlu görmesi ve bu durumla ilgili tekrar eden, kurtulamadığı ve gerçek olmayan olumsuz düşüncelerin obsesif bir hale gelmesine Beden Dismorfik Bozukluğu denmektedir.

Sosyal medyada paylaşılan, efektlerle değiştirilmiş ve kusursuzlaştırılmış yüzler ve bedenler, çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin dahi güzellik algısını bozabilmekte ve zamanla kendilerini beğenmemelerine ve aslında kusurlu olmayan bedenlerini kusurlu gibi görmelerine sebep olabilmektedir.

Dismorfofobi olarak da tanımlanan bu hastalıkta bireyler, görünümlerini gerçekte olduğundan farklı görmektedirler. Gerçeklik algısından uzaklaşma ile başlayan bu durumda, kişiler kendilerini çirkin ve kusurlu olarak algılarlar. İnce olmayan bacaklarını, uzun olmayan boylarını, dünyanın en baş edilemez sorunu gibi görmeye başlar, küçük ve düzgün olmayan burunlarını veya çenelerini utanç duydukları bir takıntıya dönüştürebilirler. Bu durum, kadın erkek, bedenin herhangi bir bölümü, uvzu için geçerli olabilir.

Deyim yerindeyse kişi aynaya baktığı zaman kendisini, eğlence amacı ile Luna Park’larda bulunan “sihirli aynalar”ın yansımasında olduğu gibi, anormal, deforme, tuhaf, yani gerçeği yansıtmayan veya abartılı yansıtan bir şekilde algılar.

Dijital medya araçlarını ve sosyal ağları bilinçsizce kullanmanın bir çıktısı olarak ortaya çıkan ve giderek yaygınlaşan bu sorun, sosyal ağların bireylere dayattığı kalıp yargılardan ve siber zorbalıktan beslenmektedir. Sosyal ağların veya uygulamaların illüzyonundan geçen ve gerçeği yansıtmayan fotoğraflarda, bedenler ve yüzler teknoloji marifetiyle her şekle sokulabilmektir. Öyle ki, "entertainment" şemsiyesi altında insan yüzünü, dilini çıkarmış bir köpeğe, bildiğiniz portakala, hamburgere, çoraba, ayakkabıya veya her hangi bir nesneye çevirebilen teknoloji şirketlerinden, insan yüzünü-bedenini kendi doğallığına bırakmaları beklenemezdi... Birileri tarafından belirlenmiş sözde güzellik standartlarına uymak, "eğlence kültürü" başlığı altında, sosyal paylaşım ağları ve dijitalleşme eliyle zihinleri, ruhları ve gönülleri kirletmeye devam etmekte...

Belirlenmiş ölçülerde incelmesi gereken bedenler, belirlenmiş ölçülerde sözde kusursuzlaşması arzulanan yüzler, ışıldayan ciltler, parlayan-pürüzsüz yüzeyler bireylerde, ideal olan güzelliğin, makbul olan, kabul gören ve olması gereken güzelliğin sosyal ağlardan yansıyan ve asla gerçeği yansıtmayan bu görüntüler olduğu algısını oluşturmaktadır. Güzellik algısının bozulması, kişiyi gerçeklik algısından da koparır. Oysa gerçek hayat hiç kimse için, sosyal ağlardan yansıyan sözde mükemmellikte ve parlaklıkta değildir. Ayrıca, her insanın kendi biricikliği içinde, zaten birbirinden farklı olduğu-olacağı, belirlenmiş bir güzellik standardının aslında olmadığı ve olamayacağı da bilinmelidir.

Güzelliğin bir bütün olduğunun ve her insanın "kusurlarıyla güzel” olduğu hakikatinin bilinmeyişi ile baş gösteren bu rahatsızlıkta, bireyler kendilerini parçalara bölerek görmektedirler. Kişi kendisini ruhuyla, varlığıyla, düşünceleriyle ve biricikliğiyle bir bütün olarak görmek yerine, kalın(!) olarak gördüğü bacaklarından, dolgun(!) olmayan dudaklarından, uzun(!) olmayan boyundan, çirkin(!) olarak gördüğü burnundan vs. vs. ibaret görmektedir. Kişi adeta, kusurlu olarak gördüğü bedeninin küçücük bir bölümünden ibaret hale gelmiştir.

Araştırmalar, bu durumdan özellikle 16-24 yaş aralığında bulunan gençlerin etkilendiğini ve bu durumu aşamayan her 4 kişiden birinin intiharı düşünmeye başladığını gösteriyor.

Dahası bireyler, sosyal medyada sürekli olarak, efektlerle değiştirilmiş ve sözde kusursuzlaştırılıp, güzelleştirilmiş fotoğraflarla karşılaştıklarında dış görünüşlerini cerrahi yolla kalıcı olarak değiştirme yoluna gidebilmektedir.
Bu durum özellikle dikkat edilmesi gereken konuların başında gelir. Çünkü Beden Dismorfik Bozukluğu yaşayan kişiler, bedenlerinin kusurlu gördükleri kısmını, cerrahi müdahale ile değiştirseler dahi memnun olmamakta ve yeni yeni kusurlar bulmaktadırlar. Bu durumun sonu da depresyona ve intihara kadar gidebilen çok daha ağır vakalarla sonuçlanabilmektedir.

Siber Zorbalık ve Dismorfofobi İlişkisi

Siber Zorbalık; bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve diğer elektronik cihazlar aracılığıyla, kasıtlı ve tekrarlanan bir şekilde gerçekleştirilen ve temel hedefi, kişilere zarar vermek olan eylemler olarak tanımlanır. Siber zorbalık özellikle çocukları ve gençleri pek çok yönden olumsuz olarak etkilemektedir. Araştırmalar, çevrim içi riskler içinde, siber zorbalığın çocuklarda ve gençlerde, olumsuz duygusal sonuçları en ağır olan davranış olduğunu göstermektedir.

Sosyal ağlarda, özellikle arkadaş grubunun, kişinin fiziksel özellikleriyle alay etmesi, olumsuz yorumlar yapması, kişilerin olumsuz bir benlik imajı geliştirmesine sebep olmakta ve Beden Dismorfik Bozukluğu’nu tetiklemektedir.

Yapılan araştırmalar, dünyada her 4 gençten birinin siber zorbalığa maruz kaldığını gösterirken, bu sayı her geçen yıl artmaktadır.

Sosyal medya mecraları, siber zorbalığın yoğun olarak gerçekleştiği dijital ortamlardandır. Bu ortamlarda, gençlerin-bireylerin birbirlerinin fotoğraflarıyla ve dış görünüşleriyle alay etmesi ve olumsuz yorumlar yapması, ağır psikolojik sorunlara sebep olabilmektedir. Fotoğraflara yapılan ve fiziksel görünüş ile alay eden ve eleştiren yorumlar, bu yolla siber zorbalığa uğrayan bireylerde Sosyal Medya Dismorfofobi’si gelişmesine neden olabilmektedir.

Dijital medya ortamlarında geçirilen zamanın artması ve sosyal ağlarda yapılan paylaşımların çoğalması, özellikle ergenleri ve gençleri Beden Dismorfik Bozukluğu riski ile karşı karşıya getirmektedir. En önemlisi, Sosyal Medya Dismorfofobisi’nin, sosyal paylaşım ağlarının yoğun olarak kullanılmaya başlandığı günümüzde giderek yaygınlaşan, gizli, sinsi, fark edilmez ve çok boyutlu bir tehlike olduğu özellikle ebeveynler ve eğitimciler tarafından dikkate alınmalıdır.

Yorumlar

  • Henüz yorum yapılmadı. Hemen düşüncelerinizi yazarak ilk yorumu siz yapabilirsiniz.
Yorum yapın
  • Doğrulama için e-posta adresinizin gerçek ve size ait olması gerekiyor.
  • E-posta adresiniz kesinlikle üçüncü kişilerle paylaşılmayacak, gizli kalacaktır.
  • Görünecek ad alanı için gerçek adınızı kullanmak zorunda değilsiniz.
  • İnternet üzerinde yapacağınız her işlem için IP adresinizin kayıt altına alındığını unutmamalısınız.
  • Yorumunuz yayınlanmadan önce editör onayından geçecektir.
lightbulb_outline Doğum tarihinizi, adınızı, soyadınızı, art arda gelen sayıları şifre olarak kullanmamaya çalışın. En az 8 karakterli, sayılardan, büyük-küçük harflerden ve özel karakterlerden oluşan güçlü şifreler kullanın!
Toast Alert...