Size nasıl yardımcı olabilirim?
Dijital Oyunlar
SOSYAL MEDYADA ÇOCUK MAHREMİYETİ
İnternet ve Mahremiyet

SOSYAL MEDYADA ÇOCUK MAHREMİYETİ

Yazar(lar): Psikolog Gülşah AKSAKALLI | 25 November 2020, Wednesday 09:41 | 17,232 görüntüleme

Sosyal medya araçlarının ortaya çıkmasıyla birlikte kişiler uzun zamandır görmedikleri arkadaşlarını bulma imkânına, onlardan birçok kanal aracılığıyla haber alma, takip etme, kendileri hakkında paylaşım yapma imkânı bulmuşlardır. Özellikle fotoğraf paylaşımının arttığı da açıkça görülebilmektedir.

Sosyal medyada fotoğraf paylaşmak sadece yetişkinlerin kendilerine ait fotoğrafları paylaşması ile kalmamış son yıllarda ebeveynlerin çocuklarının fotoğraflarını da yoğunlukla paylaşması ile devam etmiştir. Çocuklarının doğumlarından itibaren başlayarak adım adım büyüme süreçlerinin bir albüm gibi sosyal medya üzerinden paylaşılması durumu, çocukların gizlilik haklarını ne derece etkilediği sorusunu da akıllara getirmiştir. 2012 yılında yapılan bir çalışmaya göre, annelerin %98’i babaların ise %89’unun çocuklarının fotoğraflarını facebook platformuna yüklemekte olduğu görülmüştür. Hızla artan ebeveynlerin fotoğraflarını paylaşma eylemi “Sharenting” kavramını doğurmuştur. Sharenting kavramının ilk olarak “Over-sharenting” olarak 2012 yılında kullanıldığı ifade edilmektedir.

Ayrıca, “Over-sharenting” kelimesi, 2015 yılında Collins sözlüğü tarafından ebeveynlerin çocukları hakkında sosyal medya hesaplarından düzenli ve detaylı olarak paylaşım yapmaları olarak tanımlanmıştır. Kullanılan kelime share (paylaşım) ve parenting (ebeveynlik) kelimelerinin birleştirilmesi ile meydana gelmiştir. Kullanılan kelimenin Türkçe karşılığı henüz bulunmamaktadır.

Ebeveynlerin sosyal ağlar aracılığıyla kabul görme ve tatmin olma istekleri bunu yaparken de çocuklarının kimi zaman özel alanına giriyor oluşları ileride çocuklar için birçok sıkıntıyı da beraberinde getirebilir. Özellikle bir çocuğun ebeveynleri tarafından sürekli fotoğraflarının çekilerek sosyal ağlar aracılığıyla paylaşıldığını gözlemlemesi mahremiyet kavramını farklı algılamasına ve mahremiyet bilincinin yeteri kadar gelişmemesine neden olacaktır. Bunların yanı sıra çocuğun henüz kendi rızası olmadan bir dijital kimliği oluşmuş olacaktır. Paylaşılan içerikler ileride çocukların utanç duyabilecekleri türden içerikler olduğu takdirde arkadaş çevreleri tarafından alay etme, küçük düşürme gibi amaçlarla kullanılabilmektedir. Bu durum da çocuğun psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönden etkileyebilmektedir.

Son dönemlerde Koronavirüs (Covid19) salgını nedeniyle insanların arasına sosyal mesafenin de girmesi ile birlikte dijital ortamda geçirilen vakit daha da artmıştır. Dijital ortamda geçirilen vakitteki bu artış içerik paylaşma noktasında da kendini göstermiştir. Kişiler aile ortamı ve çocukları ile ilgili yaşantılarına dair sosyal ağlarda normalden fazla paylaşım yapma eğilimi göstermişlerdir. Paylaşım yaparken dikkat edilmesi gereken önemli nokta, çocuğa ait içerik paylaşılmadan önce çocuğun bu konuda ne düşündüğünün bilinmesidir. Konuyla ilgili Mart ayında İsveç’te düzenlenen “SciFest” bilim fuarının aile gününde çocukların ebeveynlerinin kendileri hakkında paylaşım yapmaları konusunda ne düşündüklerini öğrenmek için çocuklara çeşitli anket soruları yöneltilmiştir. 4 yaşlarında olan küçük çocuklar da araştırmaya dâhil edilmiştir. Sorular iki psikolog araştırmacı tarafından ebeveynlerin farklı paylaşım tarzları ile ilgili görsellerle desteklenerek sunulmuştur. Yapılan analizler sonucunda çocukların yapılan paylaşımlara olumsuz bir bakış açısı ile yaklaştıkları görülmüştür. Çocuklar fotoğraflarının ebeveynleri tarafından izinsiz çekilerek paylaşım yapılması durumundan hoşlanmadıklarını, yaşlarına bakılmaksızın kendilerinden izin almalarını istemektedirler. Yani, ebeveynlerin düşündüğünün aksine çocuklar bu durumdan rahatsız olduklarını ifade etmişlerdir. Görsellerle desteklenerek yöneltilen sorulara 4 yaş çocuklarının da dâhil edildiği düşünüldüğünde verilen cevaplar ebeveynlerin paylaşım yapmadan önce çocuklarına danışmaları gerektiğini açıkça göstermektedir. Bunun yanı sıra, çocukların hayatlarında ileriye yönelik bir sıkıntı oluşturup oluşturmayacağını da hesap etmeleri gerekmektedir.

Çocukların kendi rızaları dışında yapılan paylaşımlar hem çocukların mahremiyetlerini ihlal edebilmekte hem de psikolojilerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Çoğu zaman iyi niyetle yapılan paylaşımlar çocukların küçük yaşta dijital ayak izlerini oluşturmakta, dijital ayak izleri ise mahremiyet ve hak ihlallerine sebep olabilmektedir. Küçük yaştaki çocukların hak ve mahremiyet konularında yeterli bilince sahip olmamaları düşünüldüğünde ebeveynlerin çocuklarının mahremiyetlerini korumak adına önlemler almaları ve daha düşünceli hareket etme zorunlulukları bulunmaktadır. Herhangi bir mecrada paylaşılan fotoğrafların alınarak başka bir yerde kötü amaçlarla kullanabilmesi ihtimali asla göz ardı edilmemelidir. Özellikle pedofilinin yaygınlığı düşünüldüğünde çocuklara ait özel fotoğrafların herkese açık mecralarda paylaşılmaması gerektiği açıkça görülmektedir. Avustralya’nın güvenlik biriminde yapılan araştırma sonucuna göre en az 45 milyon görüntünün olduğu bir sitede, yayınlanan içeriklerin yarısının doğrudan sosyal medyadan elde edildiği de ifade edilmiştir.

Genel duruma bakıldığında sosyal medya mecraları kötü niyetli kişiler için oldukça veri sağlamaktadır. Ebeveynler dâhil her vatandaş paylaştığı içeriklerin olumsuz bir dönüş sağlama ihtimalini kimi zaman düşünmemekte kimi zaman ise göz ardı etmektedir. Paylaşılan içeriklerin rahatsız edici boyutlara gelme ihtimali yalnızca ebeveynlerin çocuklarının fotoğraflarını paylaşması ile gerçekleşmemektedir. Aynı şekilde okullarda öğrencilerin fotoğraf, video ve ses kayıtlarının alınması ve sosyal medya mecralarında paylaşılması da beraberinde çeşitli sıkıntıları getirecektir. Bu duruma engel olmak için 2017’de MEB tarafından yayınlanan genelge ile öğrencilere ait fotoğraf, video vb. içeriklerin internet ortamında, sosyal medya platformlarında hukuka aykırı olacak bir şekilde paylaşıldığı takdirde gerekli hukuki işlemlerin başlatılacağı ifade edilmiştir. Yetişkinlere nazaran daha korunmasız olan çocukların haklarının ve mahremiyetlerinin korunması noktasında başta ebeveynler olmak üzere diğer yetişkinlerin de hassasiyet göstermeleri, dikkat etmeleri büyük önem taşımaktadır.

Ebeveynlerin Paylaşım Yapmadan Önce Dikkat Etmeleri Gereken 5 Madde

1. Paylaşılan içerik mahremiyeti ihlal etmemelidir!

Ebeveynler çocukları ile ilgili paylaşım yapmadan önce dijital ortama yüklenen içeriğin gelecekte çocuğa ne hissettirebileceğini mutlaka hesaba katmalıdır. Ebeveynler için masum görünen bir içerik çocuklar için utanç verici olabilir. Çocukların utanabilecekleri bir fotoğrafı dijital ortamda paylaşmak hem mahremiyetlerini riske atacak hem de rahatsız olmalarına neden olacaktır.

2. Bazı içerikler özel kalmalıdır!

Ebeveynlerden bazıları kendilerine veya çocuklarına ait içerikleri ayırt etmeksizin paylaşmaktan hoşlanabilmektedir. Fakat ileride çocuklar ebeveynleri ile aynı görüşte olmayabilir ve bazı içeriklerin kendilerine özel kalmasını tercih edebilirler.

3. Kötüye kullanıma yol açabilecek içerikler paylaşılmamalıdır!

Paylaşılan içeriklerin kimler tarafından görülebileceği mutlaka belirlenmeli, çocukların kişisel bilgilerinin yer aldığı fotoğraflar paylaşılmamaya özen gösterilmelidir. Çocuklarla ilgili paylaşılan bilgilerin kötü niyetli kişiler tarafından istismar amaçlı kullanılabileceği unutulmamalıdır.

4. Özel hayatın gizliliği ihlal edilmemelidir!

Ebeveynlerinin sürekli olarak sosyal medyada kendileri ile ilgili paylaşım yaptıklarını gözlemleyen çocuklar özel hayatın gizliliği ve mahremiyet kavramlarını farklı algılayabilir, önemini göz ardı edebilirler. Mahremiyet bilincinin kazandırılması için önce ebeveynlerin rol model olmaları gerekmektedir.

5. Dijital ortamda çocuklara ait bırakılan izlerin gelecekte karşılarına sorun olarak çıkmasına izin verilmemelidir!

Çocuk hakkında paylaşılan içeriğin herhangi bir zaman diliminde başkaları tarafından görülmesinin sıkıntı yaratabileceği düşünülüyorsa kesinlikle paylaşılmamalıdır. İnsanlar hakkında her türlü bilgiye internet ortamından erişilmektedir. (üniversiteye ve iş başvuru durumlarında da kişiler hakkındaki her bilgi yer internettir.) Paylaşılan herhangi bir içerik ileride çocuklar için olumsuz bir geri dönüşle sonuçlanabilir.

Sonuç olarak, ebeveynlerin gizlilik ve mahremiyet konularına verdikleri önem ileride çocuklarının da bu konularda göstereceği hassasiyeti büyük ölçüde etkileyecektir. Ebeveynlerin çocuklarının mahremiyetlerini korumak adına önlemler almaları ve çocuklarına rol model olmaları çocuklara erken yaşta mahremiyet bilinci kazandırabilmeleri açısından büyük önem taşımaktadır.

Yorumlar

  • Henüz yorum yapılmadı. Hemen düşüncelerinizi yazarak ilk yorumu siz yapabilirsiniz.
Yorum yapın
  • Doğrulama için e-posta adresinizin gerçek ve size ait olması gerekiyor.
  • E-posta adresiniz kesinlikle üçüncü kişilerle paylaşılmayacak, gizli kalacaktır.
  • Görünecek ad alanı için gerçek adınızı kullanmak zorunda değilsiniz.
  • İnternet üzerinde yapacağınız her işlem için IP adresinizin kayıt altına alındığını unutmamalısınız.
  • Yorumunuz yayınlanmadan önce editör onayından geçecektir.
lightbulb_outline Kullandığınız internet kaynaklarındaki bilgilerin güncel olmasına dikkat edin.
Toast Alert...