Blog
İnternet her geçen gün hakkında farklı bir konu başlığını tartışmayı gerektirmeye başlamıştır. Birçok yazı ve yayınlarda internetin fırsatları ile birlikte risklerinden oldukça söz edilmektedir. Bunlardan biri de paylaşımdaki riskler olmuştur.
İnternet çağında her şey hızla değişse de, değişmeyecek olan şeylerin başında kuşkusuz internet geliyor. Özellikle mobil telefonların giderek yaygınlaşmasıyla birlikte internet artık her an yanımızda, elimizde, cebimizde! Elbette internetin risklerine karşı daha korumasız olan çocuklarımızın da öyle…
İnternet üzerindeki istenilen bir veriye ulaşmak için Chrome, Firefox v.b. İnternet tarayıcılarına eklenti olarak da kurulabilen VPN veya Proxy servisleri ücretli veya ücretsiz olabilirler. Ücretsiz VPN hizmeti sunan yazılım şirketleri, VPN ürününü geliştirirken yaptıkları harcamaların karşılığını bir şekilde almak isterler.
ITU (International Telecommunication Union) Uluslararası Telekomünikasyon Örgütü içinde özelleştirilmiş bir program olan COP (Child Online Protection), 2008’in sonlarında, çocukların çevrimiçi ortamda korunması konusunda kılavuzluk eden bir girişim halinde faaliyetlerini yürütmeye başlamıştır.
Güç… Belki de hayatımızdaki en önemli kavramlardan biri. Güçlü çocuk, güçlü insan, güçlü fikir, güçlü ülke… Her şeyin zıddıyla kaim olduğu dünyamızda gücün karşısında duran kavram ise güçsüzlük, yani zayıflık… Bahse konu olan “siber zorbalık” bu kavramlar üzerinde vuku bulan, internet teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte özellikle çocuklar ve ergenler arasında yaygınlaşan can sıkıcı, tehlikeli bir durumdur.
2000’li yıllara kadar, sokaklarda oyunlar oynayarak büyümüş bir nesiliz, (nesildik). Oynadığımız bilyeler, misketler, iple bağlanmış oyuncak arabaları, tebeşirle yerlere çizdiğimiz dörtgenlerde oynadığımız seksekler, uzuneşekler, kör ebeler, saklambaçlar… Bütün bu oyunlar özlemle andığımız çocukluğumuzun masumane oyunları… Tüm bunlar hatıralarımızda çoktan yerlerini aldılar bile.
Geleneksel, Bebek Patlaması, X,Y, Z… İlk bakışta matematik problemlerinde kullanılan sembolleri çağrıştırsalar da aslında bu harfler ve ifadeler “kuşak” diye adlandırılan bireyler öbeğini ifade etmektedir. Ortalama yirmi beş - otuz yıllık yaş gruplarını ifade eden kuşak, jenerasyon ya da nesil kelimeleri; ortak yazgıları, ortak duygu ve düşünceleri, ortak kederleri, ortak sevinçleri olan, aynı tarihsel süreçlerden geçmiş ve dolayısıyla ortak bir zaman diliminde yaşamış insan topluluklarını ifade etmek için kullanılmaktadır.
Aklınıza hiç buzdolabınızın yumurtalığındaki yumurta bittiği zaman sizi uyarabileceği ve hatta uyarmakla da kalmayıp marketinize yumurta siparişi verip bir de sizi bu konuda bilgilendirebileceği gelebiliyor mu? Veya soğuk kış aylarında arabanıza ilk bindiğiniz anda arabanızın sıcacık olması? Sabah yatağınızdan kalkmadan çayın suyunu ısıtabileceğiniz? 1 haftadır spor yapmadığınız ve yemeği çok kaçırdığınız zaman sağlığınızın kötüye gittiğini size haykıran bir kol saati?
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla ilerlediği günümüzde internet hayatımızın her alanında etkinliğini giderek artırıyor. Öyle ki, "İnternet olmadan ne yapardık?" dediğimiz günlere geldik.