Sosyal Ağlar
Gazetecilik pratiklerinden uzakta veya belli odaklar ve belli amaçlar doğrultusunda oluşturulan bilgilerin sosyal ağlardaki paylaşım ve dolaşım faaliyetleri; kimi zaman manipülasyon, kimi zaman terör, kimi zaman propaganda, kimi zaman algı yönetimi, kimi zaman nefret söylemleri, kimi zaman toplumu kutuplaştırma, kimi zaman ise sadece “etkileşim” gibi hedefler doğrultusunda, dezenformasyon ve bilgi kirliliği oluşturarak, kitleleri son derece olumsuz bir şekilde etkilemektedir.
Son 50 yıla damgasını vuran dijital oyunlar tarihsel gelişim sürecinde bireysel bir eğlence aracından ziyade, internetin de gündelik hayata daha fazla entegre olmasıyla birlikte sosyalleşmenin bir aracı haline gelmiştir.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvurunun Kabulünün 8. Yıldönümü nedeniyle 23 Eylül 2020 tarihinde düzenlenen “İnternet Çağında Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması” konulu sempozyumda BTK - İnternet Dairesi Başkanımız Sayın Bahadır Aziz SAKİN’in yapmış olduğu konuşma Anayasa Dergisinde yayınlanmıştır.
Teknolojinin hızla gelişmesi ile kişilerin bilgiye ulaşmaları ve bu bilgileri aktarmaları oldukça kolay bir hale gelmiştir. Kişiler istedikleri gibi içerik ve bilgi paylaşma imkânına sahipler ve aynı zamanda ilgi alanları doğrultusunda kendilerini gelişme amaçlı paylaşılan bilgilerden de istifade edebilmektedirler. Bilgilere erişimin hızla olmasının getirdiği avantajların yanı sıra dezavantajları da bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi kaynakların güvenirliği konusudur. Herhangi bir konu hakkında internette araştırma yaparken kısa zamanda birden çok kaynak karşımıza çıkmakta ve bu bilgilerin bazıları kimi zaman bizleri yanıltabilmektedir. Tam da bu noktada bilginin istenilen şekilde evirilmesi ve bir algı yaratmak uğruna değiştirilebileceği gerçeğini unutmamak gerekir.
Tüketim toplumlarında bireyler yaşamak için tüketmez, tüketmek için yaşar hale gelirler. Çünkü tükettikçe bir sosyal statü kazanılacağı, bir kimlik kazanılacağı inancı hâkim olmuştur. Bireyler kendilerini markalar yoluyla ifade etmektedir. X marka spor ayakkabısı olmadan bireyin spor yapmaya hakkı yoktur sanki veya Y marka otomobile sahip olmadan, birey kendisini asla o grubun üyesi gibi hissedemeyecektir(!) Birey kişiliğiyle değil, kullandığı ve sahip olduğu eşyalarla, metalarla kendini konumlamakta ve tanımlamaktadır.
Sosyal medyada gezinirken pek çok şeye dikkat etmiyoruz. Tweet'lerimiz, Instagram fotoğraflarımız veya Facebook paylaşımlarımızın çoğu uygulama üzerinden kaldırsak dahi aslında tamamen silinmiyor. Dürüst olalım. Sosyal medyada herhangi bir şey paylaşmadan önce kendimize şu soruyu soruyor muyuz: “ Bunu gerçekten paylaşmalı mıyım? ”
İlk soru şu: İnsanoğlu, sosyal medyayı neden bu kadar sevdi? Belki, beğenilmek için… Peki, neden beğenilme isteği duyar insan? Neden hayatı üzerinden “hesap” ya da “bildirim” verme ihtiyacı hisseder sosyal medyada başka insanlara, başka hayatlara? Hem yöneltilen bu “beğeniler”, gerçek midir?
Bu ortamlarda yaşanan aslında, mutluluğu başkalarının beğenilerinde, başkalarının yaptığı yorumlarda ve başkalarının bakışlarında aramaktır. Yani başkalarının sizi mutlu zannetmesi üzerine bina edilmiş sahte bir mutluluk hissinden ibaret olan bir dünya.
Teknolojiyle iç içeyiz. Çoğumuzun akıllı telefonu var ve hemen hemen hepimiz online olarak yaşıyoruz. Sosyal medya platformlarının aktif kullanıcılarıyız. Paylaşıyoruz, beğeniyoruz ve yorum yapıyoruz. Tanıdığımız, tanımadığımız binlerce kişiyle iletişim halindeyiz.
Asılsız haberleri önceden farketmek ve internette doğru bilginin dolaşımına katkı sağlamak için; bilgi kaynağının güvenilir olması, bilgiye/habere birden fazla kaynaktan ulaşmak, eleştirel bir bakış açısı edinmek ve bilgileri farklı kaynaktan teyit etmek gerekir.
Bugün en çok okunanlar
- İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA TÜRKÇENİN DOĞRU KULLANIMI
- DİJİTAL MEDYA, PLATFORMLAR VE ÇOCUK
- SİBER SUÇLARIN ÖTEKİ YÜZÜ: SEXORTİON (CİNSELLİK İÇEREN GÖRÜNTÜLERİ KULLANARAK ŞANTAJ YAPMA)
- TEKNOLOJİ ÇAĞININ E-HASTALIKLARI
- HAKARET, TEHDİT VE ŞANTAJ SUÇU İLE KARŞILAŞTIĞIMIZDA NE YAPMALIYIZ?